Pazar, Aralık 28, 2014
Salı, Aralık 09, 2014
Oracle of Delphi
P: "Unutma!..."
"Adım P...Tekrar et benimle"
P: "Artık bizden birisin... bizimle
olacaksın... gir içeri... Benim adım Pi ttt haii hiaaa"
... Uykulu gözlerimle görebildiğim
kadarıyla göğe yazılan harfleri hafızama çizdim, "Ne garip bir P
bu?!"... Rüya ülkesinde duyabildiğim kadarıyla işittim. Sonra pelerini
giydim. Resimdeki kadar kırmızı değildi ama; siyaha yakındı rengi... Diğer
kızlarla, sekizler çizdik, çemberler çizdik, dans ettik ya da dans gibiydi...
E: "Neredeyiz?" "Bunlar
kim?"
Siyah, dalgalı saçlı bir adam, beyaz
gömlekli, bir kayığa bindirip beni, karanlık sularda bir gece, gri toprak rengi
karanlık bir dağ gibi duran o adaya götürdüğünde, korkudan ve meraktan
delirecektim. Kaçsaydım, asla bilemeyecektim. O kadını izledim, mezara yeni
konmuş, yarı beline kadar dışarda, çıkmaya çalışan o huzursuz kadını, sanki
Victoria çağından kopup gelmişti. Zamanları yine karıştırmıştı rüya
efendileri... Arkası bana dönük siyah briyantin saçlı, suskun yüzüme hiç bakmayan
adalı adama gidip, kayığın ucundaki:
E: "Nereye gidiyoruz, kıyıda dağda
gömülü şu kadının yanına mı, onun yerine beni mi koyacaklar?"
diyebildim...
Yanıt vermedi, iskeleye bağladı ipi...
"Gel!", dedi... Merak mı? Güvenlik mi? Bilgi mi? Can mı dedim?
Kaçacak yer yok ki! Kaçış da karanlık suydu sonunda. Ha su, yani, ha ada?
Nereye kaçacağımı bilemedim. Atlayıveririm derken, suya... Zihnimle birden
kayığı geri çevirdim... Merakı bırakıp kaçmayı, güvenliği seçtim. Hikayemi hiç
öğrenemedim.
"Piii ttt hhai ya da hiaa
tthhaii" dedi kızıl saçlı kadın (Neydi?)...
"Adım bu benim, seni seçtim. artık
bizimlesin, bu ismi...", "...Sakın, unutma".
sessizbulut
evrim gurel
Bir Aralık Rüyası, 2014...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)