Naifin gizli yılbaşı eğlencesi şudur: annenle babanın yanında kalırsın. yani arkadaşlarınla çıkmak
güzel olabilir ama annenle babanla
kalmak iyi hissettirir. eski günlük, defter ya da okunmamış bir kitap bulursun.
Ocak ayının ilerleyen günleri için plan yaparsın.
hava soğuksa, battaniye altında omuzlarını ısıtırsın.
şanslıysan, ısıtıcın da vardır. biletine bakarsın eğer alma şansın olduysa…
çayını yudumlarsın. daha önce hiç dokunmadığın yeni kitabı yavaş yavaş, acele
etmeden, iştahla karıştırıp uzaktaki kardeşini düşünür, mutlu olması için dua
edersin. uzaktaki herkesin mutlu olması için... mesaj atmak aklından geçer,
kontörlerini ya da rahatsızlık vermemeyi düşünürsün... yok olanları düşünürsün.
bir ara, eski yılbaşları aklına gelir hüzünlenebilirsin ama... ilerisi var. bu
yüzden, her koşulda, la vita e bella’daki gibi umutlusun. çamur içinde de
olsan....
bir film ya da dizi bulursun. kitabını sağ yanına koyarsın.
şamanlar sandalye sevmez (en azından ben). anneannenle kocababan gibi yatak
üzerinde bağdaş kurup, yaşam enerjin açık oturursun. evrenle birleştiğini
düşünerek ruhunun; nefes alıp içine çekersin. mutluyum dersin çünkü mutlu olup
olmamak sana bağlıdır. bok gibisindir. ama mutlu olmak istersen olacağını bilirsin. her şey baktığın gibi görünür aklın varsa... gücünü topla. .. ooo
yeni bir yıl hikayesi daha başlıyor. bakalım bu yıl neler yaşanacak? sağ kalçana
dayadığın kitabın kapağını açmadan, kalçanın içindekileri okuyup okumayacağını
merak edersin. Çayını alır, bir psikiyatristin
gizli defteri’nin üzerine koyarsın. o senin çay altlığı kitabın'dır. kapağındaki
çay lekeleri yaşadığını anımsatır. onun üzerine bardağını koyup içmek, hiç bir mücevherle değiştiremeyeceğin bir hazdır... gezi’de yılbaşı
kutlamak için kafalarında baretlerle sokağa çıkanları düşünürsün, bu yıl
farklıydı, yalnız olmadığımızı gördük dersin. hapishanedekileri,
hastanedekileri, çalışanları, açları, tokları düşünürsün... kocaman bir
dünyadayız dersin. aklına yazdığın kitaplara, senaryolara, boyadığın tablolara
devam edersin.... hiç birini yapmadan... işin güzel tarafı da budur. beyninde, sana özel fantastik bir alan. orada sana kimse dokunamaz. bundan güzel
bir yeni yıl kutlaması olur mu? belki biri kafanın içine girmeyi başarabilse ya
da sen onun gizli dünyasını hacklesen... hmm, belki o?! herkese kendi güzel dünyasında
kendi istediği gibi bir yaşam dilersin.
1 ocak 2014 sabah 01.30
evrim
sessizbulut