Pazar, Aralık 28, 2014
Salı, Aralık 09, 2014
Oracle of Delphi
P: "Unutma!..."
"Adım P...Tekrar et benimle"
P: "Artık bizden birisin... bizimle
olacaksın... gir içeri... Benim adım Pi ttt haii hiaaa"
... Uykulu gözlerimle görebildiğim
kadarıyla göğe yazılan harfleri hafızama çizdim, "Ne garip bir P
bu?!"... Rüya ülkesinde duyabildiğim kadarıyla işittim. Sonra pelerini
giydim. Resimdeki kadar kırmızı değildi ama; siyaha yakındı rengi... Diğer
kızlarla, sekizler çizdik, çemberler çizdik, dans ettik ya da dans gibiydi...
E: "Neredeyiz?" "Bunlar
kim?"
Siyah, dalgalı saçlı bir adam, beyaz
gömlekli, bir kayığa bindirip beni, karanlık sularda bir gece, gri toprak rengi
karanlık bir dağ gibi duran o adaya götürdüğünde, korkudan ve meraktan
delirecektim. Kaçsaydım, asla bilemeyecektim. O kadını izledim, mezara yeni
konmuş, yarı beline kadar dışarda, çıkmaya çalışan o huzursuz kadını, sanki
Victoria çağından kopup gelmişti. Zamanları yine karıştırmıştı rüya
efendileri... Arkası bana dönük siyah briyantin saçlı, suskun yüzüme hiç bakmayan
adalı adama gidip, kayığın ucundaki:
E: "Nereye gidiyoruz, kıyıda dağda
gömülü şu kadının yanına mı, onun yerine beni mi koyacaklar?"
diyebildim...
Yanıt vermedi, iskeleye bağladı ipi...
"Gel!", dedi... Merak mı? Güvenlik mi? Bilgi mi? Can mı dedim?
Kaçacak yer yok ki! Kaçış da karanlık suydu sonunda. Ha su, yani, ha ada?
Nereye kaçacağımı bilemedim. Atlayıveririm derken, suya... Zihnimle birden
kayığı geri çevirdim... Merakı bırakıp kaçmayı, güvenliği seçtim. Hikayemi hiç
öğrenemedim.
"Piii ttt hhai ya da hiaa
tthhaii" dedi kızıl saçlı kadın (Neydi?)...
"Adım bu benim, seni seçtim. artık
bizimlesin, bu ismi...", "...Sakın, unutma".
sessizbulut
evrim gurel
Bir Aralık Rüyası, 2014...
Salı, Kasım 18, 2014
Pazartesi, Kasım 17, 2014
ait olmama andı
Birileri bizden, ötekiler değil diye, durduğunuz yerin etrafına yollar, duvarlar çizerseniz, hayatın ve insanların sadece bir yönünü, bir kısmını tanıya-bilirsiniz. Bir yere ait olmamak, herkesi ve her şeyi tanımaya çalışmak ve sevmek için ant içtim. Dünyayı tarafsız anlayabilmek için.
Umarım, sözümden dönmeyeceğim.
evrim gürel
sessizbulut
17 Kasım 2014
Umarım, sözümden dönmeyeceğim.
evrim gürel
sessizbulut
17 Kasım 2014
Çarşamba, Ekim 22, 2014
Pazartesi, Ekim 06, 2014
Vahşetin savunusu olmaz!
Kara şaman rüyamda benimle konuştu...
Bu gece çok az uyudum... 2 saati bulmayan uykumda birinin ölümüne onun bedeninde şahit oldum. Sonra o ölürken, onun beynindeki her şey benim oldu. Tüm inançları, korkuları, kaçışları... Ve bilgi kalp evimi buldu. Rüyamda kanat çırpan kuş, dünyadaki vahşetten habersiz yürüyen 4 arkadaştan birinin ruhuna ve oradan bedenine kondu. Taksim'in arka sokaklarında tesadüfen bulunan bu kişinin gözlerinden rüya dilinde sadece dışarıyı görebiliyordum. Bir kadın mı yoksa erkek mi bilmiyorum. Ama öldüğünü gördüm. Daha doğrusu, bilmeden sadece hastaneye yetiştirmeye çalıştığı bir arkadaşını arka sokaklardan götürürken, sokağa sıkılan gazların arasında kalıp, soluksuz yığıldığını, polisin, sağlık görevlilerinin astımı olduğunu söylediği halde onu o halde bıraktığını gördüm..İçinde ben varken ölüyordu... Rüyada girdiği bedenden çıkarken ölümün kıyısında uyanmak, acıyı hayata taşımak şaman olmanın lanetidir... Uyandığımda ben de boğuluyordum. Birileri, bir yerlerde, uzun süredir, çeşitli sebeplerle, inançlarla, yöntemlerle öldürülüyor. Çektirdiğimiz her acının bedelini nesillerce ödeyeceğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Başkasına acı verdiğimizde de, acı bize geri dönecek, dönüyor... Lütfen artık bu dursun.
Vahşeti durdurun.
sessizbulut
07 Ekim 2014
Bu gece çok az uyudum... 2 saati bulmayan uykumda birinin ölümüne onun bedeninde şahit oldum. Sonra o ölürken, onun beynindeki her şey benim oldu. Tüm inançları, korkuları, kaçışları... Ve bilgi kalp evimi buldu. Rüyamda kanat çırpan kuş, dünyadaki vahşetten habersiz yürüyen 4 arkadaştan birinin ruhuna ve oradan bedenine kondu. Taksim'in arka sokaklarında tesadüfen bulunan bu kişinin gözlerinden rüya dilinde sadece dışarıyı görebiliyordum. Bir kadın mı yoksa erkek mi bilmiyorum. Ama öldüğünü gördüm. Daha doğrusu, bilmeden sadece hastaneye yetiştirmeye çalıştığı bir arkadaşını arka sokaklardan götürürken, sokağa sıkılan gazların arasında kalıp, soluksuz yığıldığını, polisin, sağlık görevlilerinin astımı olduğunu söylediği halde onu o halde bıraktığını gördüm..İçinde ben varken ölüyordu... Rüyada girdiği bedenden çıkarken ölümün kıyısında uyanmak, acıyı hayata taşımak şaman olmanın lanetidir... Uyandığımda ben de boğuluyordum. Birileri, bir yerlerde, uzun süredir, çeşitli sebeplerle, inançlarla, yöntemlerle öldürülüyor. Çektirdiğimiz her acının bedelini nesillerce ödeyeceğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Başkasına acı verdiğimizde de, acı bize geri dönecek, dönüyor... Lütfen artık bu dursun.
Vahşeti durdurun.
sessizbulut
07 Ekim 2014
Salı, Eylül 23, 2014
ANLA.TAMAM
BİR ANIM VAR.
HER ŞEYİN BAŞLADIĞI
O YERE, AN'A DAİR...
KELİMELERLE
ANLATAMAM.
BİR ANIM VAR.
HER ŞEYİN BAŞLADIĞI
AN'A DAİR
O YERDE...
KENDİNİ BİLMEZ
DİLSİZ HİKAYE
SÖZLER DEĞİL
ÖNCE SADE
DUYGU VAR.
HER ŞEYİN BAŞLADIĞI
YERE DAİR
BİR ANIM VAR.
GAİP YERDEN
KAYNAKLANIR
YAŞANMADAN
KENDİNİ YAZAN
HİKAYE
GARİP BİR DÜZEN VAR.
ÖNCEDEN SÖYLESEM
ANLAMI YOK.
BİLSEN
FARK ETMEZ.
SONRA,
BİLDİĞİNDEN
VAR.
BİR ANIM VAR.
HER ŞEYİN BAŞLADIĞI
AN'A DAİR...
GÖRDÜĞÜN AN
DUYDUĞUNDU
İÇİNDE İŞTE
HİKAYE...
İLK BİLGİ
UYARIYDI.
KAÇ.
YAŞANACAK
BİR ACIN
VAR.
evrm.
sszblt.
23 EYLÜL 2014
Pazar, Eylül 21, 2014
sen hiç üzerine deniz giydin mi?
Sen hiç üstüne deniz giydin mi?
Sandığın kadar ıslak değil, merak etme… Ama daha karanlık!
Gözlerin yapışmış, gözlerime ben doğmadan, bu yüzden, onları göremiyorum. Bir kez, dışarıdan baksam, anlayacağım nasıl bir şey olduğunu, biliyorum!
Benim sahip olduğum şey, bakışın sahip
olduğu şeyden çok farklı değil. Sen, hiç kendini görebilen bir bakışa rastladın
mı? Dirseğine aynı elle dokunabilir misin?
Balıklar, en çok karanlık basınca korkar
sanırdım denizden, oysa, denizin dibi hep karanlık.
Doğaya çıkmayalı yüzlerce yıl oldu. Ne
kulaklarım eskisi gibi hassas, ne ayaklarım hazır koşmaya…
Sessizlikten beni şehirler uzaklaştırdı.
Çenem düştü gürültünün içine, bana, “Rahatça konuş” dediler, “Buraları, eski
ormanlar gibi değil, avcılar yok burada! Sesin, yerini ele vermez yada seni..
sesine doğru gelip seni bulmazlar…”
Oysa, olanlar, hep çok konuştuğumda, oldu.
Sese değil içindekilere odaklanmıştı insanlar. Her çıkan a’yi ağzımdan, duymaz,
dinlemez gibi yaptılar. Oysa, kulakları a’dan sonra geleceklere, a ile
işbirlikçilere dikilmişti.
Tüm seslerimden hesap sordular, seslerimi
mahkum edip beni kırbaçladılar… “Söyle, neden bu sesleri taşıdın ağzinda, neden
bunları çıkardın? Bunları tuttun? Bunları neden değiştirdin?! Söyle, sen bu
seslere ne anlam yukledin?!”
Oysa, hepsi, denizi üzerime giyiverdigim
bir gece başlamıştı. Çok sıkkındı canım, cok sıkkındı! Penceremden
uçuverdiğimde, istediğim tek sey, bu dünyanın bir parçası olmaktı. Ana parçası
değil. Kapının kolu gibi bir şey ya da bir vida…
Bilmiyorumdum, yasaktı!
Bilmiyorumdum, yasaktı!
evrm gürel
sessizbulut
2002, Büyükçekmece'de ilk yıl...
Cumartesi, Eylül 20, 2014
Cuma, Eylül 19, 2014
Çarşamba, Eylül 17, 2014
17 Eylül 1974
bazı günler daha zordur. biliyorsun...
bugün senin doğduğun gün. iyi ki doğdun, iyi ki tanıştık Çağatay....
evrim
sessizbulut
Pazar, Eylül 14, 2014
Cuma, Eylül 12, 2014
Çarşamba, Eylül 10, 2014
gerçekle bütünleş
yaklaş dostum,
yaklaş...
gerçekle bütünleş,
gerçeği yakala,
gerçeğe yaklaş.
açık olsun kalbin,
zihnin ve gözlerin
gerçeği kapsa.
"yaklaşın arkadaşlar... yaklaşın.
çemberi çizin, aksın güç
yeniden yeni ve iyi bir hayata"
yaklaşın dostlar, yaklaşın...
dişi çember büyüsün
gücü, iyiliği ve sihri
cesaretle hayat bulsun.
kartal, kaplan, at
karga ve baykuş
yola rehber olsun.
sszblt.
*capture reality.
Pazar, Ağustos 31, 2014
never be the same again
melanie c, never be the same again
-any of the music videos I share here in my blog are not mine-
Cuma, Ağustos 29, 2014
kalbin sarayı
Çamurdan kurumuş bir rüya gecesi yolunda,
Toprak rengi bir ağacın, yeşil olduğunu düşündüğüm rüya yaprakları altında,
Elinde bir sigara ile bağdaş kurmuşken rastladım ona.
Her şeyi bilen alın ekranımda saltanat sarısı bir tabela belirdi:
"Ona sor, O bilir."
Şüpheyle, başımı kaldırdım.
"Bir şey sorabilir miyim?
Gülümsedi.
"Burası rüya ülkesi değil mi?
"Öyle diyorsan, öyledir"
"Kalbin Sarayı nerede, tarif edebilir misiniz?"
Hiç bir kamera ile yakalanamayacak bir
Şefkatle gözlerini dikti:
Sol elimle, sağ göğsümü gösterdim.
Sigaralı eli ile sol göğsümü işaret etti:
"Burada olabilir mi?"
"Kalbin Sarayını arıyorum,
Yakında ölücem ve beni ancak
O saraydaki hekim kurtarabilirmiş,
Rüyamda gördüm...
Ayrıca, birini bulmam gerekiyor!"
"Rüyanda mı?"
"Hayır, gerçekte-n..."
"Şu an neredesin?"
"Buradayım... Sizinle."
"Peki, biz neredeyiz?"
"Emin değilim. Net göremiyorum gibi, her şey çok parlak ve mükemmel gibi...
Bak, çok az vaktim var.
Kalbin Sarayının nerede olduğunu bir tek sen biliyormuşsun, lütfen söyler misin?"
"Gidelim!"
"Zahmete gerek yok. Sadece adresi vermen yeterli, kendim gidebilirim"
"Kalbin sarayına gitmek istemedin mi?"
"Evet?!"
"Gidelim!"
sszblt
Toprak rengi bir ağacın, yeşil olduğunu düşündüğüm rüya yaprakları altında,
Elinde bir sigara ile bağdaş kurmuşken rastladım ona.
Her şeyi bilen alın ekranımda saltanat sarısı bir tabela belirdi:
"Ona sor, O bilir."
Şüpheyle, başımı kaldırdım.
"Bir şey sorabilir miyim?
Gülümsedi.
"Öyle diyorsan, öyledir"
"Kalbin Sarayı nerede, tarif edebilir misiniz?"
Şefkatle gözlerini dikti:
"Kalp nerede?"
Sol elimle, sağ göğsümü gösterdim.
Sigaralı eli ile sol göğsümü işaret etti:
"Burada olabilir mi?"
"Kalbin Sarayını arıyorum,
Yakında ölücem ve beni ancak
O saraydaki hekim kurtarabilirmiş,
Rüyamda gördüm...
Ayrıca, birini bulmam gerekiyor!"
"Rüyanda mı?"
"Hayır, gerçekte-n..."
"Şu an neredesin?"
"Buradayım... Sizinle."
"Peki, biz neredeyiz?"
"Emin değilim. Net göremiyorum gibi, her şey çok parlak ve mükemmel gibi...
Bak, çok az vaktim var.
Kalbin Sarayının nerede olduğunu bir tek sen biliyormuşsun, lütfen söyler misin?"
"Gidelim!"
"Zahmete gerek yok. Sadece adresi vermen yeterli, kendim gidebilirim"
"Kalbin sarayına gitmek istemedin mi?"
"Evet?!"
"Gidelim!"
sszblt
kalbinin önünde asılan kral
Kaldı mı hafızanda
Silik de olsa
Kalbin sarayı
İki kişi, tek ruh, tek kalp
Ve kral...
Ve kral...
Tutun ona.
Acıyacak, doğal.
Kralı, kendi kalbinin önünde,
astılar.
Ve şimdi başka bir zaman...
Sabretmeyi, yalnızlığı
öğren.
Daha, duygularınla
Parçalayacaklar...
Sszblt.
evin
bir portakalı eline alıp
"ne kadar güzelsin"
diyemez ya insan...
anlatamaz ki ona.
işte, öyle, yasak.
sevdiğim sensin.
sszblt.
"ne kadar güzelsin"
diyemez ya insan...
anlatamaz ki ona.
işte, öyle, yasak.
sevdiğim sensin.
sszblt.
Perşembe, Ağustos 28, 2014
yeniden başlamak
Bu dünyada sahip olmadığım ve yapmadığım, kaybettiğim her şeyin sorumluluğu bana aittir. Çektiğim azap ya da acının sorumlusu hiç kimse değil. İnsanlar, geleceklerini ve mutluluklarını (artık o neyse) kendileri üretirler ya da yok ederler. Bizim gibi dünyaya yalnız ve çıplak gelen başka bir ölümlüye, kendi hayatımızın ve derdimizin sorumluluğunu yükleyecek kadar ahmakça düşünüyor olamayız. 5 yaşında belki, ama 25'den sonra... Olamayız. Beni bu dünyada yaşayan hiç kimse üzmedi. Üzmeyecek. Kendimi sadece kendim üzer ve üretirim. Herkes mutlu olsun kendince.
Hayata, bıraktığım yerden yeniden başlamak istiyorum. Yapabilirsem.
sszblt
Hayata, bıraktığım yerden yeniden başlamak istiyorum. Yapabilirsem.
sszblt
sevgi kölelik değildir
"Sevgi bile köleliktir eğer kölesi olunursa" diyen birini sevdim. Sahip olanların dünyasında kaç kişi sevgi için uzak kalabilir sevdiğinden... Kaç kişi bunu cidden özgür bir ruhla düşünebilir? Zaten, o da bizden biri değil. İşin aslı, siz kurallara yapıştıkça, sınırladıkça, sorgulamayı unuttukça, yerinizde durdukça ben de sizden değilim. Önüme konan engellerde duracak değilim...
Engeller, aşılmak içindir.
sszblt
27 Ağustos 2014
Engeller, aşılmak içindir.
sszblt
27 Ağustos 2014
Çarşamba, Ağustos 27, 2014
kelimeler ve sen
Kelimeler, senin elindeki köleler. Git deyince giden, gel deyince gelen, uzak tutabildiğin... Bazen ne aktardıklarını bile bilmezler. Bir zamanlar üzerine, sevgi ile nefret ile özlemle abandığın kelimeleri, şimdi başkalarını buldun diye itip kakarken - hani sevgi kıymetli idi - hırpaladığın, üzerine sünger çektiğin o eskiler... gerçekten yok mu oldu, ezildi mi? Hayır... Onlar kendilerinin manasından başka bir şey bilmez. Onlar taşır senin duygularını. Onlar, sadece kendileri... Sensin, değişen. Dilin bu kadar tatlı olmasa, dönüp giderlerdi.
sszblt
sszblt
Salı, Ağustos 26, 2014
Pazartesi, Ağustos 25, 2014
Pazar, Ağustos 24, 2014
knife
rockwell, knife
"You touched my life
With your softness in the night
My wish was your command
Until you ran out of love
My wish was your command
Until you ran out of love
I tell myself Im free
Got the chance of living just for me
No need to hurry home
Now that youre gone
Got the chance of living just for me
No need to hurry home
Now that youre gone
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Knife, cuts like a knife
You cut away the heart of my life
When I pretend, wear a smile
To fool my dearest friends
I wonder if they know
To fool my dearest friends
I wonder if they know
Its just a show
Im on a stage, day and night
I go through my charades
But how can I disguise
I go through my charades
But how can I disguise
Whats in my eyes
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Knife, cuts like a knife
You cut away the heart of my life
You cut away the heart of my life
Oh, oh, oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh, oh
Ive tried and tried
Blocking out the pain I feel inside
The pain of wanting you
Wanting you
Blocking out the pain I feel inside
The pain of wanting you
Wanting you
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Knife, cuts like a knife
How will I ever heal?
Im so deeply wounded
Im so deeply wounded
You cut away the heart
Of my life
Of my life
Songwriters
Rockwell / Helms, Norma / Bottler, Mitch
Rockwell / Helms, Norma / Bottler, Mitch
Cuma, Ağustos 22, 2014
belki birlikte
Sıradanlığın içinde farklı ve kendinden kuşku duyacak kadar mütevazı olmayan hiçbir şey, samimiyete ve mükemmelliğe ulaşamaz.
-Ama biz,
belki birlikte...
ulaştırabiliriz! -
-Ama biz,
belki birlikte...
ulaştırabiliriz! -
İçeri gir,
Kapıyı kapa.
sszblt.
Gerekli olan
sana her şeyimi veremem.
hiçbir şey, yaklaşım olmaz.
sana gereken her şeyi verebilirim.
sana ne gerektiğini sezebilirim.
- denemeden
bilemezsin-
şimdi, düşünmeyi bırak.
sszblt.
hiçbir şey, yaklaşım olmaz.
sana gereken her şeyi verebilirim.
sana ne gerektiğini sezebilirim.
- denemeden
bilemezsin-
şimdi, düşünmeyi bırak.
sszblt.
Perşembe, Ağustos 21, 2014
duygular
bütün duyguları önüme dizdim inceliyorum,
kaldırıp altlarına tek tek bakıyorum,
hissettirdiklerinin ardındaki gerçeği arıyorum.
her zaman bulunmuyor
her zaman bulamıyorum
ama dinliyorum.
sszblt
kaldırıp altlarına tek tek bakıyorum,
hissettirdiklerinin ardındaki gerçeği arıyorum.
her zaman bulunmuyor
her zaman bulamıyorum
ama dinliyorum.
sszblt
Çarşamba, Ağustos 20, 2014
Salı, Ağustos 19, 2014
umarım
Umarım bir gün, hepiniz öfkenizi ve
sinirinizi başkalarından yeterince çıkarttıktan sonra, durulup,
sakinleşirsiniz. Umarım o gün, harcadıklarınız hala yanınızda olur.
sszblt.
vaka incelemesi
bazılarını hiçe sayar,
bazılarına çok
kıymet verirsiniz.
olayınız bu.
bizim yapmamız gereken;
hiçe sayıldığımızı
anladığımızda,
çekip gitmektir.
sszblt
Pazartesi, Ağustos 18, 2014
Pazar, Ağustos 17, 2014
Cuma, Ağustos 15, 2014
Çarşamba, Ağustos 13, 2014
Pazar, Ağustos 10, 2014
anlamak ve seçmek üzerine
anlamadığımız şeyi sevemeyiz,
anlamadıklarını sevemezler,
anlaşmadıkça birbirimizi sevip birleşemeyiz.
önümüzdeki engel bu.
mücadele de bu...
sszblt.
anlamadıklarını sevemezler,
anlaşmadıkça birbirimizi sevip birleşemeyiz.
önümüzdeki engel bu.
mücadele de bu...
sszblt.
aynadaki adam
the man in the mirror, michael jackson
"dünyayı değiştirmek için önce aynadaki adamı değiştir" diyor.
Salı, Ağustos 05, 2014
Pazartesi, Ağustos 04, 2014
güzel kalp
güzel kalp, bir insanda sevdiğim şey... MJ'nın büyük büyük dedesi bir kızılderili şamanmış. Dedesinden ona miras kalanı kalbinde görebiliyorum.
a beautiful heart, what I like in a human. MJ's great great dad was an Indian healer shaman, I can see it's heritage in his heart.
04.37...
(the video is not mine, I took it from youtube)
Pazar, Ağustos 03, 2014
taş
bir taşın üzerinde oturuyorum
dünyada beni tutan tek şey oymuş gibi hissediyorum.
ve seni düşünüyorum.
sana ulaşamıyorum.
ve dünyadan, başka bir şey istemiyorum.
ama olmuyor.
ve bu bir film değil.
bu bir rüya değil.
gerçek.
hayat.
sszblt.
dünyada beni tutan tek şey oymuş gibi hissediyorum.
ve seni düşünüyorum.
sana ulaşamıyorum.
ve dünyadan, başka bir şey istemiyorum.
ama olmuyor.
ve bu bir film değil.
bu bir rüya değil.
gerçek.
hayat.
sszblt.
nefret
insanlar savaştıklarından nefret eder.
eski yaraları kazıyıp kanatacak mısın,
bırakıp iyileşmesine izin mi vereceksin?
sszblt
eski yaraları kazıyıp kanatacak mısın,
bırakıp iyileşmesine izin mi vereceksin?
sszblt
Cuma, Ağustos 01, 2014
rehber
o karanlık mahzende usulca ilerle.
sırtındaki acıya, üzüntüye dertlenme
zihnini kaybettiğin o dehlizlerden birinde
kalbini bulacaksın.
kolay ve çabuk yol sahte.
sabır ile çıkılan gerçek,
anlayacaksın.
gerçek, zor hediye.
beklemeden, ulaşamazsın.
sszblt.
sırtındaki acıya, üzüntüye dertlenme
zihnini kaybettiğin o dehlizlerden birinde
kalbini bulacaksın.
kolay ve çabuk yol sahte.
sabır ile çıkılan gerçek,
anlayacaksın.
gerçek, zor hediye.
beklemeden, ulaşamazsın.
sszblt.
Perşembe, Temmuz 31, 2014
evet
evet, bazen ben de korkuyorum
artık çok nadir...
bazen, geceleri.
ama bırakmıyorum kendimi eline...
ölüm. ölüm eskidi.
ölüm artık çok eski.
bir gece benimle inime gelirsen,
-insanlar giremez-
zırhımdan sıyrılabilirsem eğer
görebilirsin hayatın ruhuma bıraktığı izi.
eğer dayanabilirsen.
eğer dayanabilirsen.
başka bir şeyim artık.
senin gibi bir insan olduğumu söyleyemem.
sana, istediklerini veremem.
sszblt.
artık çok nadir...
bazen, geceleri.
ama bırakmıyorum kendimi eline...
ölüm. ölüm eskidi.
ölüm artık çok eski.
bir gece benimle inime gelirsen,
-insanlar giremez-
zırhımdan sıyrılabilirsem eğer
görebilirsin hayatın ruhuma bıraktığı izi.
eğer dayanabilirsen.
eğer dayanabilirsen.
başka bir şeyim artık.
senin gibi bir insan olduğumu söyleyemem.
sana, istediklerini veremem.
sszblt.
şah
korunmaya muhtaç olmayan bir şah bulabilirsen bana
anlayabilirim her şeyi.
o zamana kadar çamurlu tüm sular
cümlesi bayat, cümle çabaların sonu mat.
sszblt
anlayabilirim her şeyi.
o zamana kadar çamurlu tüm sular
cümlesi bayat, cümle çabaların sonu mat.
sszblt
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)