Perşembe, Mayıs 03, 2012

Yalan Hikayesi'nin Şiiri



2 ibne, 1 tabanca
bir genç kız,
bir kadın orospu.

"Bu kadın niye öldü?

mermiler ölmeden girmiş
bedenine, tabancaya da 
ulaşmadan önce
el ilen....
neşterle açılmış
her 3 delik de...

2 göz yaşı,
1 kalp, 
1 ölü beden.

"dürüstlük, 
incelik 
ve sevgi 
istiyormuş!"


evrim.

Tokofobi



insan bazı günlere, ölü doğar.


mort fetusun kucağında kararır
o taptaze sabah...
güneş, bahar, yeşil, 
ölü bir beyinde fazla yaşamaz.




evrim



sakince susalım



çağırmaya kalkmayalım,

sözlerimizle, kalbimizle bağlayamadığımız birini.
ve kırmayalım, hiç dilimizle, 
kalpten sevemediğimizi...

sevilmemek onun haliyse,
sevmemek suçu bizimdir.

taksimatları düzgün yapmalı.
takdisler de önemli...

kimi kutsadığını,
kimi böldüğünü
aklı bir kalbin 
hep bilmeli.
hiç biri işe yaramaz
diyorsak...

korkmayalım.
en güzeli, der hocam
beklentisizlik...

sakince susalım.


değil mi?

evrim
4 Mayıs 2012

basit olsun şiiri


ölüm basit olsun.

susunca, biri
söz gelimi.

basit olursa, her "şey"e 
kat-la-na / bilirim.


evrim
4 Mayıs 2012


basit olsun.

ölüm basit olsun.


susunca biri...
ölmüş olsun,
söz gelimi.


ya da gitmiş.


çağırmaya kalkmayalım,
sözlerimizle, kalbimizle bağlayamadığımız birini.


ve kırmayalım, hiç dilimizle, 
kalpten sevemediğimizi...


sevilmemek onun hali, 
sevmemek suçu bizimdir.


taksimatları düzgün yapmalı.
takdisler de önemli...




basit olsun hayat da,
nefes aldım, nefes verdim gibi.


ve basit olsun şiirimin dili.
bilirim, ötekiler, o eskiler, o yeniler,
o cafcaflılar, akıl süsleri olmadan
bir dizeye şiir diyemezler.


basit olsun benimki.
kendini kelime süsünde sevmeyi unutsun.
desin, kısaca, çocukça
söyleyeceğini...


çocuklar anlasın,
büyükler çözmesin
yeter, derim.




ölüm basit olursa,
her şeye katlanabilirim.


(ve şimdi bu akşamki üzüntü şiirlerinin asıl hallerini sırf meraklısı için yazıcam, notunu şiir sanmasın diye kendi)


evrim
4 Mayıs 2012

Yalan Hikayesi

2 gay, 1 tabanca
bir genç kız,
bir kadın orospu.


benzini bitmiş bir araba, 
bir ara yol...
bir de polis copu. 


Üçü sağlam,
biri ceset.
cesedin kalbi
ve ciğerleri
yalancı mermi dolu.


"Bu kadın niye öldü?


mermiler, sokulmuş,
neşterle açılan
göz yaşı deliklerinden, 
ve kalpten bedene doğru.


3 kişinin azabı,
birinin ölümü.




ne ben anlatayım,
ne sen sor.
birinin akıl oyunu,
bazılarının günlük
hayat yolu.


e.

anlarsın

biri, en zor gününde,
dalga geçer acınla ölüme,
kör olan görmez. 
maksadı bilmez.


sen, anlarsın.


birinden inceden 
yiyince fitneyi büyüyü,
o abdal kör olur.
ışık kir çözer.
sen, şaşarsın.


yüzüne bakınca,
tüm aydınlıkla kötünün
nefreti mavi boyar, 
kırmızıyı kin ve yanaklar.
anlarsın.


atıp tutarken biri,
bilmeye tüm niyetleri
görmez ya, önünde döneni 
suç onun değil dersin
yapanın, iki yüz hilesi.


susar, umut eder,
yıkılır...




...anlarsın.




evrim.
3 Mayıs 2012

tutul

tutulsun, dilin sevgiyle,
açılsın, ellerin saygıyla,
sarılsın, kalbin aşkla.


bulur bir yolunu, 
merak etme, 
ışık da, o vakit!


gelir, aydınlatır.




bırak, şimdilik
her şey olduğu gibi...


karanlık kalsın.








evrim
3 Mayıs 2012

her zaman

her zaman kötüler kazanır sanır, 
karanlıklar prensi.


yanılır...


cennet, kötü bir niyetle
dua edenler için hazırlanmamıştır.






evrim
3 Mayıs 2012 

bir dost yürek


"Yara"




iyi biri, güzel dili ve müziği...



Herkes dinlesin, Beşeroğlan...




http://www.yaziliproje.com/beser/



Pazar, Nisan 29, 2012

Tavsiye

Birine garezin mi var.
Bir de hayatın
Ve kısıtlı zamanın...


Kin tutup, arkadan 
iki yüzlü ve adi oyunlarla 
vakit harcayacağına


Dürüst ol nefretinde
Enerjini kendine sakla. 


Kendin için yaşa.


evrim

Perşembe, Nisan 26, 2012

2 cüce

şüphe ve korku,
insanı güçsüz kılan
iki dünyalık duygu


sevgi, cesaret ve inanç
onlarla mücadelenin 
belki de tek yolu?! 


e.
26 Nisan 2012



Salı, Nisan 24, 2012

mümkünse


basit ol.


e.
10 Ocak 2011



abptdal


demek mutsuzsun.
ve sadece
mutluluk arıyorsun.

öyle olsun.
ara ve bul
aptal.

evrm 
17 Ekim 2010

şrt


söylemek yasak
söyleyemiyorum
sadece
...
az kaldı biliyorum.

yüzdürdüler
ilahi icabetle
dük dük sonuna geldik.

işaretler tam.
formül şöyle
ilk sinyali veriyor
10 yıl önce
ve de ki
evren konuşuyor
beşincide
kabul son ikide.
yasaktır söyleyemem

biliyorum sadece
işaretler her yerde
ez cümle
korku değil
işte, az kaldı
uyumak yemek
zaman kaybı
sözü kısa kes
özü ver
daha
e(y)ğlenemem.


evrm
29 Eylül 2010'da yazıldı.

Pazartesi, Nisan 23, 2012












Çarşamba, Nisan 18, 2012

Tulpar

"Tulpar" derim ona
Sevgi hikayemdir. 




Evrim 



Doxa

Sanrım hayat Doxa...


evrim


...Protagoras'tan yana

Salı, Nisan 17, 2012

sanrım

düzgünlük hastalığı
delilikten beter olabilir.




evrim
19 Temmuz 2011

Hayatımın Hikayesi

Bu kelime dizisinin ritmi "The Cure, Burn'dür."
Dileyen "Amy Winehouse "You should be stronger than me" ile dinler.




21'dim ben, o da 19 idi...
Yok ben 22'ydim o 20?!...
20, 21, 22...


"Seçmen gerek" demişti.
"Yoksa, her şeyi kaybedersin."


Önceydi, pek önceydi. 
Çok önceydi.


Yeterince öğreticiydi.


Bugün aynı yerden
hala aynı cümleye acıyla bakıyorsam,
bil ki, işte o ısrarla
başkasından öğrenmeyip
kendi bokunda boğulan benim.


Dünya kafes,
Öğreti bülbül
Tasmaya değil,
İntihara eğilimliyim.


...



"Seçmen gerek" demişti.
"Yoksa, her şeyi kaybedersin."


Yeterince öğreticiydi.


Eski zamanlara ait bir ayna dili,
Gösterdiğini unutmuş gibi.


Ölçülemez hiçbir şeyin
Çamura saplanmış yeri...


"Ya birini seçersin,
Ya hepsini kaybedersin işi."


Seçilebilir bir dünyanın sonuçları içinde yaşamakla,
Seçilemez dünyaya doğru yürümek arasındaki
Hayati farkı, hangi müfredatta 
İlkokul çocuklarına anlatırlar?
Düşünmek bile istemedim...


Ben seçmedim


Bilmeyi oynamak istemedim.
Olmayı giymedim.
Kendimi tek geçtim.


Sahip değilim. 
Öğretmen değilim. 
Anlatmayı, 
dayatmak nefretimden 
istemedim.


Seçimsiz dünyaya seçimin
koca bir kazık koyduğunu
sana, içinde kendin yürümeden 
anlatma hevesine giremedim.
..


konuşmaz, ruhun eser dili
hiçbir suskunlukla...


çokluk içindeki seçimsiz durgunluğu 
ve saygının mesafeli sessizliğini
cahil suskunluklarla karıştırma.


her sessizlik, bilgelik değildir.


yine de,
sen, bilirsin.


istersen, kendini 
yaşamla kandır, 
ister kandırma.


ister onaylanan ol
ister kendini yaşa.


ama bana sorma.
çünkü ben


seçmedim.






evrim
18 Nisan 2012


Bu şiir bireysel ve politiktir. 



İzin almalısın

Anlamak istemek, anlamaya yetmiyor. Yeter, sanırsın.  


Birini anlamak için önce onun iznini almalısın.  
Sadece dışına bakarak dışarıdan birini anlayamazsın.
İzinsiz, ypmzsın.




evrm.
18 Nisan 2012 03:52.
Bunlar şiir değil, evrenime not, farkında mısın?

Tedavi*

dünya adaletsiz ya da adil değil. ölür işte, öyle biri ve yaşar diğeri....


*(The Cure müzik grubunun "Where the birds always sing." -Kuşların hep şarkı söylediği (öttüğü) o yer- isimli şarkısından 2 dize)




Aşağıda 2 müzik klibi var. Birincisi Kuşların hep şarkı söylediği o yer (Where the birds always sing) şarkısı. 
Diğeri de, Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee'nin başrolde kazayla öldüğü Karga The Crow filminin müziği.
The Cure, Burn (Yan!) 















Pazartesi, Nisan 16, 2012

18 Nisan

Bir gecem daha var,
Sorun yok, sen keyfine bak.
15'inde gideceğim, bugün 14'ü.


15'i mi? O zaman hiç vakit kalmamış,
çünkü bugün 18 Nisan.


Yeşil bir kanepenin üstünde
yatay uzanan...


evrim
sessizbulut
15 Nisan 2012  


Bir rüyadan...

Cuma, Mart 23, 2012

bulursam

bir anlam bulursam
herkesle paylaşıcam.

23 Mart 2012
Alexia Sessizbulut

başlangıç bu

başlangıç bu.
bitişten önce gelir.

biliyorsun.

22 Mart 2012
Alexia Sessizbulut

Pazartesi, Mart 12, 2012

ideal-in

varoluşundan korkan
biri,   
dünyayı kurtarmak
isteyebilirdi. 


bir serapta çıkış bulan susuz çöl sakinleri gibi...


dünyayı, 
kurtarmaya yelteneceğine biri,


kendine dönmeyi deneyebilirdi.


uyurken ve uyanıkken,
konuşurken ve düşlerken,
yürürken ve gülümserken 
sadece 
kendiyle
kalabilirdi...


idealsiz,
sakin,
hesapsız


2 saniye
kendi gibi 
olabilirdi...






evrim

sınırsz

iyisi 
birine inanmak.


kötüsü, kendine inanmak.


peşine takılmak.


peşine 
takılmak.




evrim

uyku hali

.
insanların
uyku halleri...


uyku parmakları,
uyku ayakları,
uyku sesleri
uyku akılları...


uyku hikayeleri...
uyku yalanları...
uyku dilleri...


ayık kafayla 
dünyayı çekmenin
tek tesellisi...





evrim 

Pazar, Mart 11, 2012

tek başına

tek başına olmalısın.


büyümek için
böylesi makbul.


evrim



Çarşamba, Mart 07, 2012

...

sen orada neye dönüyorsan
ben de burada ona dönüyorum.
bildiğini biliyorum.


susmandan anlıyorum...


bildiğini biliyorum.


evrim

gizli bilgi

ölüm, önce akla gelir.
ayrılık, hastalık, acı...
önce akla kendini bildi-rir.


sonra da, başa...
kafaya. kafa tasına.
dış bedendeki açık kaba mekana.


artık olanı biteni net olarak göre-bilirsin.


acı, bedende olur.
anlamak ruhta...


ruh sanki aklındaki o her şeyi bilenden bir parça
aklındaki ve evrendeki...


ışık gibi...
o orada tüm bilgi ve sevgisiyle hep durur.
sen mecbur değilsin.


ister bakar, ister geçersin.




evrim


8 Mart 2012

aslı

ne kadar doğru söylüyor görünürsem,
bil ki, o kadar yanılıyorum.


evrim

akıl bilse

nefret izin istemezse,
sevgi de istemez.
kötülük kolay ve kendiliğindense
iyilik de öyle...


ama göremeyiz
tümünü birden, 
iki yönden.


kör olmak kolaydır 
göze. sadece güneş uyandırırsa
şekiller anlamlanır.


keşke göz kendiliğinden
görse...


keşke akıl, hep bilse.


evrim

Salı, Mart 06, 2012

Star Trek

rüyamda bir uzay gemisindeydim
zamanın çok ilerisinde,
her halinden belliydi.


bir kürt, bir çerkes, bir laz, bir ben.
diğerleri bugünlerde dünya meclisinde
kökenleriyle ilgili yeterli propaganda yapabilemediklerinden
onları rüyamdan omit etmiş olabilirim!


hepimiz Türkiye adına aynı uzay gemisinin
geçimsiz ve aptal mürettebatıydık önce 
ve her şey, bir başka vahşi uzay gemisi
yok edici ışınlarıyla bizim Türkiye'mize
saldırınca birden değişti.


ben o sırada, uzayda balık avlıyor;
"uzay balıkları büyük oluyor,
10 kişiyi rahat doyurur biri ama tek başına 
karnını sağdan sola kesemezsin"
diye dertlenip duruyordum,
kolayca tahmin edilebileceği gibi...


Birden, saldırıdan kaçan mürettebat
kamarama doldu. Kürt Feriye, sert bir dille
balığı bırak, plan yapalım dedi, birazdan saldıracaklar.
Kamaramda yalnız yakalasan, beni deşersin
sana mı güvenicem dedim, avıma sarılarak,
çerkes Ethem, elimi tuttu, hepimiz açız,
bu kez kimse yamuk yapmayacak, 
köprüde uzaylılar var, uzayda bize mekan bir bu gemi,
balığını paylaşırsan, ben de sana arkanı kollayacağıma 
söz veririm dedi. 


rüyanın en kritik anıydı, tarih bilgime güvenebilir miydim?


Balığı aldık, ben sabitledim, Ethem ateşi yaktı,
Feriye bıçağını çıkarıp sertçe sapladı,
Ali kapıyı bekledi, Agop içini hazırladı.


Güzelce pişirdik, oturup birlikte yedik ve sonra
bu yemekten aldığımız güçle
koridora çıkıp, uzay gemimizi
yabancılardan temizledik.


Rüya işte, nasıl gerçek olabilir ki?


Bu rüya, nasıl gerçek olabilir ki?
diye düşünerek, ölebilirim...


ya da şöyle; "dost kim, düşman kim,
yabancı kim?... kim o aklındaki."




evrim

bldgn gb

...


2 kişilik bir nöbetti işte.
insanlar, her şeyi isimlendirmeyi sever,
anlamadıklarından belki,
arkadaşlık, sevgililik, o bu şu...


oysa, bildiğin gibi, 
sadece bir nöbetti. 


önce sen tuttun.
sonra ben.
ve kim bilir  kaç milyon kişi
kaç başka yerde?


ne uyaklar oldu, senin yokluğunda 
elimde ayağımda bir bilsen
iki kıta arasına ne şiirler yazılırdı
dile gelsem!


sadece görev icabı yamuk yapmadım kimseye, 
vahşilik kurallara aykırı.

bazen inadından delirir insan nöbette.
bazı geceler buz gibi seslere boğulur evren
bazen siyaha ve güneş suratına 
tüm ışıklarıyla da baksa
onu hissedemediğin de olur.
yıkanıp o halden çıkmayı beceremezsin
ağır geçer çok kimi...


öncekini sen tuttun.
bilirsin işte...


hakikatin her bir insanın gözünün önünden
sıvışıp geçmesini beklemekteyim.
sanki, görevim bu.
çok keyifli ya da kötü diyemem,
sadece ıssız ve bolca apathili.
yazamam içimden her geçeni.


mesela şunu diyemem:
"bugün, bir süpermarkette
cebime uygun hesap ararken
yine bula bula rafların önünde 
seni buldum."


delirebilir dünya tümden.
şimdi, anladın mı beni?
zor benim de nöbetim. 
yarıştırmak istemem ama
işte, bildiğin gibi..


en zoru, reddetmeyi bilmek
önüme konan yemekleri!
sen olsan belki, benim gibi korkup kaçmaz,
tadını çıkarır ya da susup beklerdin...


ama ben öyle değilim.
gerçek bir kuzeyliyim
bildiğin gibi...


anlamsızca mutluyum,
kalbinin içinde...
nefesin orada durmuş...


bn de duruyorum
orada sonsuza dek şimdi...


sanki, seni bulmak için doğmuştum
ve sanki kurtarmak tek görevimdi.
ölümüne nöbetteydim,
ve sanki...


uyudum ve beceremedim.
bildiğin gibi....




evrim
sessizbulut