Cumartesi, Haziran 28, 2014

Bilmiyoruz, Bilmiyorlar

İnsanlar, kızılderilileri (Amerikan Yerlilerini) severler, onlara saygı duyarlar. Burada, Türkiye Cumhuriyeti'nde ve dünyada. 

Amerikan Kızılderilileri ile Türkler arasındaki şaşırtıcı benzerliklerden bazı tarihçiler, bazı insanlar söz etmek bile istemezler. Çünkü Türkleri sevmezler.

Türkler ve Kızılderililer, neredeyse ortak bir yaşam biçimine, yaşam kültürüne sahip. Bugün bu pek çok araştırma sonucu ile kanıtlandı. Çadırlarımız, dillerimizdeki ortak kelimeler, eski inancımız (bugün Türklerin unuttukları ve utanmaya zorlandıkları şamanizm), hayata bakış açımız ve karakterimiz... neredeyse aynı.

En geriye giderken gezginlerin Asya'da şaman Türkleri gösteren fotoğrafları ile eski Amerikan yerlilerinin görüntüsü neredeyse aynı.

Ama utanç içindeyiz. Dünyanın, sevdiği ve saygı duyduğu bir kültürden kaçmamış ve onu bugüne dek saygı ile korumuş olan bir grup kızılderili, hak ettikleri saygı ile anılırken... kendini, hayata bakış açısını ve kültürünü satmış olan biz Türkler utancı belki de hak ediyoruzdur.

Kendini unutmak nasıl bir şey mi? Bunu, sizlere, kendinizi anımsamaya başladığınızda sormak isterdim. Ama yapmayacağım. Bunun için aynalar var.

Ben anımsıyorum. Unutmuşların arasında anımsıyor olmak, lanet gibi bir şeydir. Anımsadığım için aşağılanıyorum. Dalga geçiliyorum. Susturulmaya çalışılıyorum. Susmayacağım.

Çünkü ruh susmaz. Gerçek susmaz. Gerçek, bastırılmaz.

Yakında o gerçek, tüm dünyaya hakim olacak. Sizin zamanınızla ne zaman?

Hep birlikte görüp, anlayacağız.  

Çünkü zaman... Tüm diğer her şey gibi, sadece size göre... zaman.

..

En başa dönersek, "Kızılderilileri seven dostlarım, Türkleri aşağılıyor."
Onlara kızamam. Çünkü bilmiyorlar... 

Çünkü unuttuk, bilmiyoruz. 

Ben, bu dünyaya, size bunu anımsatmak için geldim. Yapacağım şey, sadece hatırlıyorum demek. Başka bir şey söylemek istemiyorum. Aranızdan tek bir taneniz bile uyuduğu o derin uykudan uyandığında, zaten gerek de kalmayacak. Çünkü iki noktadan geçen şey, doğrudur.


Umarım çabuk olur. Hep birlikte uyanır, bilir ve buluruz.

sessizbulut
29 Haziran 2014 

Pazar, Haziran 22, 2014

...

Kavgalarınız ve taraflarınız var. Ama dünya yuvarlak, bir ucunu yaktığınız her şeyin diğer ucu dönüp size dokunacak.

sessizbulut

evrim gürel
23 Haziran 2014

kalp için

işin bittiği için gitmişsin. 
gidişin, kendine...
iyi gelsin.

sessizbulut
evrim gurel
14 Haziran 2014



Hamd. Şükür. Şükran.

Dünyada en sevdiğim kişi, tanıdığım en temiz kalpli insan; kardeşim. 
Bize bağışladığın için teşekkür ederim. Hamd, şükür, şükran.  


sessizbulut

evrimgurel
23 Haziran 2014

Pazartesi, Haziran 16, 2014

I started a joke





I started a joke, bee gees

Pazar, Haziran 15, 2014

cevapsız sorular





cevapsız sorular, manga

beni benimle bırak





beni benimle bırak, manga

yalan







manga, yalan


yalan

Tanrın yalan, 
adaletin hüsran,
sevgin riyaysa

o secdeye hiç oturma.


sessizbulut
evrim gürel
15 Haziran 2014


Pazar, Haziran 08, 2014

fly to stay alive





fly to stay alive, manga

Cuma, Haziran 06, 2014

ben bir palyaçoyum





manga, ben bir palyaçoyum

Gidiyorum, kazım koyuncu





kazım koyuncu, gidiyorum.

Çamur

Bazı günler, ayakların, ruhun yere çakılı uyanırsın. Çamur gibi gelir, her şeyin ağırlığı üzerine, duygularını sömürür, ciğerlerini sıkar, göğüs kemiğini kırar gibi ağrıtır her nefes alışında. Sırtını ağır bir acıya boğar. 

Kıyısında dur, o zaman, sadece, yapabildiğin nefes alıp vermek olsun. Olsun. Sen sakince hayatın kıyısında dur. Boş ver her şeyi, unutma, her gün aynı olmaz.

Bugün acı var. Yarın, yeniden gün doğacak. 

"Ciğerlerim, göğsüm çok ağrıyor. Nefes alamıyorum. Her gün acı var. Çok acı var"

Bir gün geçecek, korkma.


sessizbulut
7 Haziran 2014

Rüya'dan

Görmüyor musun? Hayat, tam değil. Yarısı gerçek, yarısı rüya... Sır rüyanın içinde. Sırrı bulmak için senin de ikiye bölünmen gerek; aydınlığa ve karanlığa. Işığı sev ama karanlıktan da korkma, Alexia. 

Karanlığın sana anlatacakları var.  

sessizbulut
6 Haziran 2014

Bitmemiş romandan.

bavullar

İnsanlar, paketlerini taşıyamıyor. Duygu paketlerini. Duygu dolu bavullar sürüklüyor insanlar her gün... Kendilerine ait olan ve kendileri için olan her şey, o bavulların dışında... Hepsi bu ağırlıklardan oluyor. Her şey. hepsi, bu ağırlıktan. Yapışmış sanki elimize. ruhumuza...

sessizbulut

7 Haziran 2014 

uygun mahal

Bir köprü varmış, bir Tanrı yaratmış.Ona inanmaya ve güvenmeye çalışıyorum, dünyanın pisliğinde delirmemek için... Gördüğüm mucizeler var sanıyorum. Köprüden geçerken ya da uygun bir mahalde, Tengrim bana soracakmış: Dünyada ne yaptın? 

Söyleyecek fazla bir şeyim yok: "Selamla geleni selamlayıp dost bildim. Hıyarlık edene küfrettim. Bir de bana verilen aklı, kendimce kullandım" var. 

Hepsi çok uygunsuz açıklamalar.

Tanrım, sen kesin bir insan zihninden çıkmasın, ancak bir insan egosu kendine tapınılmasını ister, arar! 

Her şey çok saçma.

İnsanlar, kalp kırıklıkları, Tanrı...

"Kaptan durabilir misin? Uygun bir mahalde acilen inecek var!"

Kusucam. 

evrim gürel
sessizbulut
7 Haziran 2014