Salı, Aralık 31, 2013

naifin yılbaşı eğlencesi

Naifin gizli yılbaşı eğlencesi şudur: annenle babanın yanında kalırsın. yani arkadaşlarınla çıkmak güzel olabilir  ama annenle babanla kalmak iyi hissettirir. eski günlük, defter ya da okunmamış bir kitap bulursun. Ocak ayının ilerleyen günleri için plan yaparsın.

hava soğuksa, battaniye altında omuzlarını ısıtırsın. şanslıysan, ısıtıcın da vardır. biletine bakarsın eğer alma şansın olduysa… çayını yudumlarsın. daha önce hiç dokunmadığın yeni kitabı yavaş yavaş, acele etmeden, iştahla karıştırıp uzaktaki kardeşini düşünür, mutlu olması için dua edersin. uzaktaki herkesin mutlu olması için... mesaj atmak aklından geçer, kontörlerini ya da rahatsızlık vermemeyi düşünürsün... yok olanları düşünürsün. bir ara, eski yılbaşları aklına gelir hüzünlenebilirsin ama... ilerisi var. bu yüzden, her koşulda, la vita e bella’daki gibi umutlusun. çamur içinde de olsan....

bir film ya da dizi bulursun. kitabını sağ yanına koyarsın. şamanlar sandalye sevmez (en azından ben). anneannenle kocababan gibi yatak üzerinde bağdaş kurup, yaşam enerjin açık oturursun. evrenle birleştiğini düşünerek ruhunun; nefes alıp içine çekersin. mutluyum dersin çünkü mutlu olup olmamak sana bağlıdır. bok gibisindir. ama mutlu olmak istersen olacağını bilirsin. her şey baktığın gibi görünür aklın varsa... gücünü topla. .. ooo yeni bir yıl hikayesi daha başlıyor. bakalım bu yıl neler yaşanacak? sağ kalçana dayadığın kitabın kapağını açmadan, kalçanın içindekileri okuyup okumayacağını merak edersin. Çayını alır, bir psikiyatristin gizli defteri’nin üzerine koyarsın. o senin çay altlığı kitabın'dır. kapağındaki çay lekeleri yaşadığını anımsatır. onun üzerine bardağını koyup içmek, hiç bir mücevherle değiştiremeyeceğin bir hazdır... gezi’de yılbaşı kutlamak için kafalarında baretlerle sokağa çıkanları düşünürsün, bu yıl farklıydı, yalnız olmadığımızı gördük dersin. hapishanedekileri, hastanedekileri, çalışanları, açları, tokları düşünürsün... kocaman bir dünyadayız dersin. aklına yazdığın kitaplara, senaryolara, boyadığın tablolara devam edersin.... hiç birini yapmadan... işin güzel tarafı da budur. beyninde, sana özel fantastik bir alan. orada sana kimse dokunamaz. bundan güzel bir yeni yıl kutlaması olur mu? belki biri kafanın içine girmeyi başarabilse ya da sen onun gizli dünyasını hacklesen... hmm, belki o?! herkese kendi güzel dünyasında kendi istediği gibi bir yaşam dilersin.  

1 ocak 2014 sabah 01.30
evrim
sessizbulut