Çarşamba, Ekim 07, 2015

Prelude to Death

This summer
Will not end for me.
‘cause they are all gathered together
And packed:

My sorrows,
Ultimate pains of me,
My lessons to learn,
My bad attitudes,
And my dreams...

- all packed in-

It’s high time for me,
I shall take them in and
Leave…

The baggage of life
I carried, all these years
Recklessly, is not only my load now
Is also the divine vessel of me.


If this is hell,
I promise to you
There sure should be
A heaven…
  
Where I can clean all this mess
Off and away from me.

This summer is my last summer,
Thus it will not end for me.

Shed no tears, and feel no pain
Please, just, understand
That I could not fit in.
That it was cruel, shameful and too heavy.

This is not an occult spell,
My head is completely on me,
This is just the last summer
The last summer I shall see.

‘cause I have decided
To put it all behind
And leave…

Out to the sea.
I am not drowning.
I just want to leave.


(for Naciye)


ÖLÜME GİRİŞ

Bu yaz…

Benim için bitmeyecek.
Çünkü hepsi toplandı ve bir araya
Geldi:

Üzüntülerim,
Sonsuz acılarım,
Öğrenilecek derslerim,
Yanlış adımlarım
Ve hayallerim

- Hepsi birden yüklendi-

Benim için zaman geldi;
Hepsini alıp
Gideceğim…

Hayatın yükü;
Bunca yıl, hiç düşünmeden
Üzerimde taşıdığım, şimdi sadece yüküm değil
Aynı zamanda kutsal kayığım,
Öteki dünyaya beni götürecek.

Eğer bu hayat bir cehennemse,
Eminim,
Cennet de kesin vardır,
Başka bir yerde.

Üstüme başıma bulaşan bu korkunç pislikten
Yıkanıp kurtulabileceğim bir yer.

Bu benim son yazım.
Bu yüzden, benim için hiç sona ermeyecek.

Ağlamayın, üzülmeyin.
Lütfen, anlayın, sadece.
Karışamadım aranıza, uyamadım size.
Çok katı, utanç dolu ve ağırdı her şey benim için.

Bakın, ben delirmedim. Büyü de yapmadı kimse.
Aklım tümüyle başımda.
Sadece, bu benim son yazım.
Göreceğim son yaz bu.

Çünkü karar verdim.
Arkamda bırakıp her şeyi
gideceğim…

Denize…
Boğulmak için girmedim,
Sadece kurtulmak istedim hepsinden.

(Naciye Ablam için...)

7 Ekim 2015, Çarşamba 


Bu şiiri İzmir'de, Karşıyaka’dan denize atlayarak kendi canına kıyan amcamın kızı pamuk kalpli, güzel Naciye Ablam için yazmıştım (7 Ekim 2015).

Çünkü acı bu kadar büyük olunca konuşamam, yazabilirim sadece. Bu gece, 3 Eylül 2020 yine aklımdan çıkmıyor... Tanıdığım en iyi kalpli, yardımsever, en güzel, en saf, iyi niyetli kadındı. Dünya dışıydı. Bembeyaz bir ten, dünyanın en güzel kocaman ceylan gibi kahve gözleri, en tatlı kalbi, sesi, cana yakınlığı, sevgisi, çocuksu düş dünyası, inancı ile... Gidişi kalbimize bir bıçak gibi saplanan… Naciye ablam için yazmıştım bunu Türkçesini söylemeye dilim varmadı 5 yıldır. İzmir’i bana gidilmez ve hecelenmez yapan ikinci ölümdü… Mezarına bile yaklaşamamamın, aylarca, hatta bir yıl kimseye “başınız sağ olsun” diyemememin nedeni… Zaten kötü şeyler olduğunda susmaya kaçmaktan başka ne bilirim? Umarım söylediğin gibi gerçekten sana ayrılmış bir cennet vardır ve umarım cennetindesindir. Çok üzgünüm ve seni çok seviyorum Naciye abla.