Pazartesi, Şubat 11, 2013

taş

alt alta yazdığım her şeyi şiir diye okuyanlar, belki bunun da şiir olmadığını anlamayacaklar?!

yolda yürüyorduk. 
adamın biri geldi. 
5 Şubat Salı tarihli,
sanırım şeytani bir görevliydi,
bu ikinciydi,
durup duruken bize saldırıverdi.

köpeği, deliliği, küfürleri,
sebepsiz bir hiddetle 
"neden"se, bize öfkelenmişti.

snn a. skrm besteledi 10 dakika,
bir sokakta, bir mahallede 
ona hiç bir şey yapmamış,
iki kadına...

bir haksıza "neden" dünya tarihinde 
hiç gerekmedi ki?

köpeğine "saldır" emri verdi,
köpek, üzüntüyle titredi,
adam kadar hayvan değildi.

polisler geldi, gülüp geçti.
insanlar, boşver aldırma dedi.
saatler ve günler geçti. kendime
susup, siniri ve kırgınlığı bastırma
emri verdim.

düşündüm, düşünüyorum,
dünya böyle, zor bir anda
öldürebilir, dediği gibi de,
her gün yürüdüğümüz yol
niyeti kötü çok açık,
yine yapacak çok belli.

neden silahlar kötülerin, 
adalet politik olanların,
ve hüzün iyilerin canebinde?

kendime akıllı ol dedim?
küfür ve kötülük sahibinin,
gaze gelmek aptalın,
kolayken değil,
zorken sakin kalmak
bugün senin işin.

İsa diye biri, bir keresinde,
belki Buda, belki Hz. Muhammed 
ve Mevlana hazretleri de
belki hepsi,
"öteki yanağını çevir" demişti.

sözlerinin bile dokunmasını istemediğin
bir pislik için zor da olsa insanın
sakin ve huzurlu cümleler edebilmesi,
yapabilirim.

biliyorum, bilirim.

yoldasın, yalnızsın, 
yok koruyan ve saldıran senden başka biri.
bazen başını bazen yüreğini kanatan
yol kenarından düşen beyinsiz bir
taş belki.

ya taşa takarsın,
ya sakin sakin gidersin.

ya sakin sakin gidersin. ya kavga edersin.
akıl işi.

bazen kavga edersin, bazen susar gidersin.
seçim işi.

evrim
11 Şubat 2013